Hepatobiliyer Cerrahi, karaciğer, pankreas, safra kesesi ve safra yollarının iyi ve kötü huylu hastalıkları için uygulanan cerrahi tedavileri kapsar. Bunlar genel cerrahinin deneyim ve disipliner çalışma gerektiren girişimleridir.

SAFRA KESESİ

Günümüzde karaciğer ve safra yolları kapsamında en fazla uygulanan ameliyat, safra kesesinin alınması yani ‘kolesistektomi’ ameliyatıdır. Kolesistektomi ameliyatlarının hemen hemen hepsi laparoskopik yöntemle yapılmaktadır. Aynı yöntem iltihaplı safra kesesi (akut kolesistit) için de kullanılmaktadır. Laparoskopik kolesistektomi sonrası hastalar genellikle 24 saat içinde taburcu olabilirler.

Safra Kesesi Taşları

Büyük çoğunluğu sessiz olarak seyreden safra kesesi taşları, acil haller dışında bazı tetkikler yapılırken ya da kimi ameliyatlarda tesadüfen fark edilmektedir. Ancak safra kesesi içinde bulunan ve yerçekiminin etkisiyle hareket eden taşlar, safra kesesinin çıkışını tıkayıp, olağan boşalmasını engellediği zaman belirti vermeye başlar. Safra taşı hastalığının seyri esnasında taşın ana safra kanalına düşmesi durumunda çok daha sorunlu bir sürece girilmesine neden olmaktadır. Tıkanma sarılığı olarak adlandırılan bu süreçte hastada karın ağrısı, sarılık, idrar renginin kırmızı veya kahverengi olması, bulantı, kusma ve bazen de ateş görülen belirtilerdir. Eğer bu tabloya enfeksiyon da eklenirse çok ciddi problemlere yol açabilir.

Safra Kesesi Taşlarının Belirtileri

Safra kesesinde oluşmuş olan taşların bir kısmı hiç belirti vermez. Belirti verenlerde en önemli işaret ise ağrıdır. Ağrı karnın sağ üst tarafında, genellikle şiddetli bir şekilde birkaç saat sürer. Bazen sırta, sağ omuza vurur. Genellikle ani başlar. Yemeklerle ilişkisi vardır ve sıklıkla yemek sonrası ortaya çıkar. Sıklıkla bulantı ve kusma olur. Bu şikayetler kendi kendine ya da ilaç tedavisiyle geçebilir. Ağrı 24 saati geçerse tıkanmanın kalıcı olduğunu düşünmek gerekir. Yani belirtilerden birisi, safra kesesindeki taşın bir yeri tıkayarak geçip gitmesidir. Geçmeyen ağrı, taşın safra kesesinin giriş kanalını tıkadığı anlamına gelebilir. Taş, safra kesesi kanalını tıkarsa o zaman akut kolesistit hastalığı ortaya çıkar. Bu hastalığın yüzde 95’i safra kesesi taşına bağlıdır. Çok daha düşük oranda tümörlere de bağlı olabilir. Bu hastalar genellikle geçici ağrı atakları geçirmişlerdir. Bu durumda; karnın sağ üst tarafında, orta ya da daha şiddetli kalıcı bir ağrı vardır. Bu ağrı muayenelerde de kendini belli eder. Anlaşılması çok kolaydır. Bazen ağrı dışında hastanın hafif ateşi, iştahsızlığı, bulantı ve kusması da vardır. Hasta hareket ettikçe ağrı artar ve zaman içerisinde şiddetlenir.

Safra Kesesi Taşlarının Tedavisi

Hastalığın tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. En sık kullanılan yöntem laparoskopik ameliyatlardır. Safra kesesi ameliyatlarının %5’den daha azı açık ameliyat ile gerçekleştirilmektedir. Açık ameliyat yapılmasının en önemli sebebi karın içerisinde önceden geçirilmiş ataklar ya da ameliyatlara bağlı yapışıklıklardır. Safra kesesi taşlarının yol açtığı şikayetlerin bir bölümünde kısa süreli bir tedaviyi takiben iyileşme sağlanabiliyor. Özellikle diyabet ve benzeri sorunları bulunan hastalarda ataklar ağır seyrettiği için acil bir cerrahi girişim kaçınılmaz hale gelebiliyor. Ayrıca atakların sürekli tekrarladığı hallerde ameliyata karar verilebiliyor. Çünkü her atak safra kesesinde ve çevre dokularda değişen düzeylerde kalıcı bazı hasarlara yol açıyor.

Kist Hidatik

Halk arasında “köpek kisti” diye de bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir.  En sık karaciğerde görülür. Fakat akciğer, dalak, börek, karın iç yapılar çok ve seyrek olarak kalp, kemik ve beyin dokusunda bile kendini gösterebilmektedir.

Kist hidatik bir parazit hastalığıdır ve en büyük problem kistin zamanla büyümesidir. Karaciğerde fark edildiğinde genellikle 3 ile 10 cm arasında büyüklüktedir. Büyüyerek çevre dokulara baskı oluşturabilir. Çok seyrek olarak yırtılır ve sıvı karın içine boşalırsa karın içinde uzun dönemde çok sayıda kist oluşabilir. Aynı kişide karaciğerde bir den çok kist olabileceği gibi hem karaciğer ve hem de diğer dokularda kist meydana gelebilir.

Kist Hidatik Tedavisi

Hastalığın standart tedavisi cerrahidir. Cerrahi yöntem ise kistin büyüklüğü, karaciğerdeki yeri, sayısı, komplikasyon olup olmaması gibi değişkenlere göre farklılık göstermektedir. Uygun vakalarda iğne ile aspirasyon, laparoskopi gibi teknikler de kullanılabilir.

Pankreas Kanseri

Yakalanması oldukça zor olan pankreas kanseri, çok zengin lenf ve sinir ağlarına sahip olması ve bulunduğu yer itibariyle zor belirti göstermektedir. Pankreas, midenin arkasında enlemesine yerleşmiş sünger kıvamında bir organdır. Baş kısmı onikiparmak barsağıyla, kuyruk kısmı da dalakla komşudur. Çeşitli hormonlar ve enzimler salgılamakla görevli olan pankreas, salgıladığı İnsülin ve Glukagon hormonları ile kan şekerini düzenlemektedir. Bu iki hormonun sağlıklı çalışmadığı takdirde diyabet (şeker) hastalığı gelişir. Bunun yanında pankreas salgıladığı enzimlerle de yağ, protein ve karbonhidrat sindirimine yardımcı olmaktadır

Pankreas Kanserinde Risk Faktörleri

Diyabet

Sigara

Yaş

Kilo

Beslenme alışkanlığı

Mesleki maruziyet

Şeker hastalığı

Pankreas Kanseri Belirtileri

Sebepsiz kilo kaybı

Yemek sonrası ya da yatay pozisyona geçince artan karın ağrısı

İshal, kabızlık, gaz sancıları, şişkinlik

Bulantı, kusma ve iştah kaybı

Sarılık

Ani ortaya çıkan şeker hastalığı

Koyu renkli ya da kanlı idrar

Genel halsizlik

Karaciğer ve safra kesesinde büyüme

Kaşıntı

Kil renginde dışkı

Varis

Pankreas Kanserinin Teşhis ve Tedavisi

Pankreas kanseri bazı hastalıklarla benzer özellikler göstermesi nedeniyle erken teşhis şansını da azaltmaktadır. Pankreasta başlayan kanser, eğer lenflere sıçramadan fark edilirse, hayatta kalma şansı biraz da olsa artabilir. Yapılan muayene ile pankreas tümörünün hangi evrede olduğu ve yayılımının söz konusu olup olmadığı kontrol edilir. Tümör pankreasın başındaysa pankreasın yalnızca baş kısmını çıkartabilmek mümkün olmadığı için müdahale edilmesi söz konusu değildir. Tümör ameliyatla çıkartılmaya uygunsa ‘Whipple Ameliyatı’ tercih edilir. İleri evredeki tümörlerde cerrahi uygulanmaz. Kemoterapi ile birlikte sarılığın düzeltilmesi, beslenme desteğinin sağlanması, ağrının azaltılması gibi yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik bazı çalışmalar yapılabilir:

ERCP (Safra yollarında, pankreas kanalında, tıkanma veya daralma oluşturabilecek taş, tümör veya kronik iltihap gibi problemlerin teşhisi için kullanılan endoskopik yöntem) yapılarak safra yoluna stent konulması

PTK yapılarak safranın dışarı akıtılması

Ağrı için kateter takılarak acı hissinin azaltılmasının sağlanması

On iki parmak bağırsağında tıkanıklığa yol açan tümörlerde bu kısma stent takılması

Lokal ileri pankreas kanserinde eşzamanlı kemoradyoterapi; metastatik olgularda ise kemoterapi kullanılmaktadır.